6 Temmuz 2012 Cuma

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil...

Çarşamba Akşamı Buluşmaları, 27 Haziran 2012
Konu: Halil Cibran'ın Türkçe'ye "Ermiş" olarak adapte edilmiş "The Prophet" adlı kitabındaki "Çocuklar" adlı şiiri ve anlattığı.
Katılımcılar: Ahmet, İbrahim, Kemal, Nilgün, Nuriye, Yıldız

Çocuklar
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
Halil Cibran

Önce kısa bir özet; Halil Cibran'ın bu şiiri üzerine düşündüğümüz ve konuştuğumuz 2 saat içerisinde, şiirin güzelliği ve dikkat çekmek istediği düşüncenin, doğrunun veya gerçeğin, kişiler için edebi beğeni açısından ortak bir kabul görse bile farklılık gösterdiğini fark ettik. Kişisel yaşamlarımıza indirgediğimizde sevgili Cibran'ı çoğumuz haklı dahi bulsak, anlatılanların pratikte ne kadar uygulanıyor olduğunun çoğu ebeveyn için bir muamma olduğunu düşünüyoruz. Çocuklarınızın, soyunuzun ve değerlerinizin devamı olmak zorunda "olmadıklarının" farkında olabilen, ruhlarını ve fikirlerini özgür bırakabilen ve bunu kabullenmeyi başarabilen kaç kişi varsınız?
Sonuç olarak;
Ahmet: Hayat bir bütündür.çocuk yetiştirme konusunu bir bütünsellik çerçevesinde ele aldığımızda çözüme ulaşabiliriz.
İbrahim: Birlikte büyümek esastır. Çocuk bir bireydir ve bunu böyle kabul etmek gerekir.
Kemal: Biliyoruz ama yapamıyoruz. Yapabilmemiz için içselleştirmemiz lazım. Bu konuda yoğunlaşılması gerekli.
Nilgün: Çocuklarımıza kılavuz olmalıyız ancak kendi doğrularımızı empoze etmeye çalışmamalıyız.
Nuriye: Öznel doğrularımız genel doğruların önüne geçiyor. Çocuklarımız için belirlediğimiz hedeflere doğru yürürken, bütün dünya çocukları için olan hedeflerin önüne geçiyoruz.
Yıldız: Çocuğun hissettikleri aileye ait değil. Yaptığıyla övünmek veya utanmak çocuğa aittir. Aile çocuğunu kendi başarısı veya kendi ayıbı olarak görme hakkına sahip değildir.

Konuşarak geçirilen 2 saatin içeriği sadece bu cümlelerle ifade edilemez belki ama siz okurların fikir sahibi olması için bunun gerekli olduğunu düşünüyorum.

Yorum yapmanızı ve konuyla ilgili fikrinizi belirtmenizi bekliyoruz.
Merve



4 yorum:

  1. Hayatla ilgili neredeyse her şeyi , çocuğumdan öğrendim diyebilirim. Çocuk sahibi olana dek öğrendiklerim kitap bilgilerinin uygulamasız kısmıymış :) Onları kendi varoluşumuza sembol etme haksızlığını asla yapmamak lazım. Bırkalım var olsunlar.. Sevgiyle..

    YanıtlaSil
  2. Çocuklarımız için hepimiz en iyisini istiyoruz.Ancak atladığımız çok önemli bir konu var ,bizler bizim bakış açımıza ve bizim beklentilerimize göre en iyisini istiyoruz.
    Acaba bu cocuğumuzun bakış açısı ile Ona uygun mu ????

    YanıtlaSil
  3. hayat denen bu yolculukta yoldaki taşları ne kadar temizlersek temizleyelim önlerine yeni bir taş çıkmasını engelleyemiyoruz aslında, belki de en iyisi düşmelerini engellemek değil de, herseferinde yeni bir umutla kalkmalarını öğretmek...

    YanıtlaSil
  4. Bizler ebeveynlerimizin çocukları değiliz. Kendimiz kaldırabilmeliyiz önümüze çıkan taşları. Belki de kaldıramayız altında kalır eziliriz çünkü o güç yayı yeteri kadar germemiştir

    YanıtlaSil